Damar Cerrahı Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız ile Röportaj

Varis tedavisi nedir, hangi yöntemler (Lazer, Radyofrekans, Köpük, Zamk) kullanılır? Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız ile varisin nedenlerini, kılcal damar farkını, ilaçların rolünü ve tekrarlama riskini konuştuk.

Varis, Modern Tedavi Yöntemleriyle Artık Korkulu Rüya Değil!

Günümüzde birçok kişi, hem estetik kaygılar hem de bacak ağrısı, şişlik, ağırlık hissi gibi sağlık problemleri nedeniyle varis tedavisi hakkında bilgi araştırmaktadır. Varisin tam olarak ne olduğu, "kılcal damar" ile "varis hastalığı" arasındaki farkın ne olduğu ve hangi tedavi yöntemlerinin hangi durumlarda uygulandığı, en sık sorulan soruların başında gelmektedir.

Toplumda varis tedavisi nedir, hangi yöntemler mevcuttur ve varis tedavisinde kullanılan ilaçlar yeterli midir gibi sorulara net yanıtlar aranmaktadır. Bu önemli konuyu ve venöz (toplardamar) yetmezlik alanındaki güncel yaklaşımları, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız ile bilgi odaklı bir çerçevede ele aldık.

Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız Kendinizden Bahseder misiniz?

Bir güneşli bahar günü, tıp eğitimini aldığım ve mezun olduğum Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin doğumhanesinde dünyaya geldim. Tıp fakültesine başladığım ilk gün, hocamın söylediği bir cümle hayatım boyunca aklımdan çıkmadı: “Sizler tanrının çırakları olacaksınız!” Bu söz, mesleğe olan bakış açımı şekillendirdi ve 1997 Kasım ayında Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanlık eğitimi programına başlamamda büyük bir etken oldu.

Varisin Boyutları: Hastalık, Kozmetik ve Riskler Üzerine

Soru: Toplumda varis genellikle bir estetik problem olarak görülüyor. Ancak tıbbi açıdan durum tam olarak nedir?

Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız: Bu ikisi arasında net bir ayrım yapmak gerekir. Varis, temel olarak toplardamarlardaki kapakçıkların düzgün çalışmaması sonucu kanın geriye doğru kaçması ve damarların genişlemesi durumudur (Venöz Yetmezlik). Bu durum, sadece estetik bir problem olmanın ötesinde, altta yatan bir dolaşım bozukluğunun belirtisidir.

Eğer tedavi edilmezse, bu durum bacaklarda sürekli ağrı, ağırlık hissi, kramp, kaşıntı ve şişlik (ödem) gibi yaşam kalitesini düşüren semptomlara yol açabilir. Daha ileri evrelerde ise, ciltte renk değişimleri (hiperpigmentasyon), cildin sertleşmesi (lipodermatoskleroz) ve en önemlisi, iyileşmesi çok zor olan venöz ülserlere (ayak bileği yaraları) veya damar içi pıhtılaşmaya (tromboflebit) neden olabilir.

Soru: Her kılcal damar görüntüsü bir "varis hastalığı" mıdır? İkisi arasındaki fark nedir?

Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız: Bu çok önemli bir nokta. Her damar görünümü "hastalık" olarak algılanmamalıdır. Varisin temel olarak üç boyutundan bahsedebiliriz:

  1. Kozmetik Boyut (Kılcal Damarlar): Cilt yüzeyinde görülen, milimetrik, kırmızı-mor renkli ince damar ağlarına "telenjiektazi" (örümcek damarlar) denir. Bunlar genellikle altta yatan büyük bir damar yetmezliği olmadan da (hormonal değişiklikler, genetik yatkınlık vb. ile) oluşabilir ve çoğunlukla sadece kozmetik bir sorun teşkil ederler.
  2. Hastalık Boyutu (Venöz Yetmezlik): Asıl "varis hastalığı" budur. Derinin altında yer alan ana toplardamarlarda (Safena Magna veya Parva) kapak yetmezliği gelişmesidir. Bu durum, gözle görülen büyük, kıvrıntılı damarlara (trunkal varisler) veya sadece ağrı, şişlik gibi semptomlara yol açabilir. Teşhis için mutlaka Renkli Doppler Ultrasonografi gerekir.
  3. Komplikasyon Boyutu (Pıhtı ve Yara): Tedavi edilmemiş venöz yetmezliğin son aşamasıdır. Damar içinde pıhtı oluşması (yüzeysel tromboflebit veya derin ven trombozu) veya ayak bileğinde yara (venöz ülser) açılmasıdır. Bu durumlar acil tıbbi müdahale gerektirir.

Kısacası, küçük kılcal damarlar genellikle kozmetik bir durumken, semptom veren (ağrı, şişlik) veya ciltten kabarık, büyük damarlar, altta yatan bir hastalığın habercisidir ve mutlaka bir damar cerrahisi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

Varis Tedavisinde Güncel Yöntemler Nelerdir?

Soru: Varis nasıl tedavi edilir? Günümüzde hangi yöntemler ön plandadır?

Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız: Varis tedavisinde "en iyi" yöntem diye tek bir doğrudan bahsetmek doğru olmaz; "hastaya en uygun" yöntem vardır. Tedavi planlaması; hastanın yaşı, genel sağlık durumu, varisin tipi (kılcal, retiküler, trunkal), yaygınlığı ve en önemlisi Renkli Doppler Ultrason bulgularına göre kişiye özel olarak belirlenir.

Günümüzde, büyük cerrahi kesilerin yerini büyük ölçüde minimal invaziv, yani "damar içi" (endovenöz) yöntemler almıştır. Başlıca modern tedavi yaklaşımları şunlardır:

  • Lazerle Varis Tedavisi (EVLA - Endovenöz Lazer Ablasyon): Büyük toplardamar (genellikle safen ven) yetmezliklerinde kullanılır. Damar içine ultrason rehberliğinde ince bir lazer fiberi (kateter) yerleştirilir. Lazer enerjisi, damar duvarını içeriden ısıtarak büzüşmesini ve kalıcı olarak kapanmasını sağlar. Kan akışı, sağlıklı derin damarlara yönlendirilir.
  • Radyofrekans Ablasyon (RFA): Lazer ile benzer bir prensibe sahiptir. Bu yöntemde damar içine yerleştirilen kateter, ısı enerjisini lazer ışığıyla değil, radyofrekans dalgalarıyla verir. Damar duvarını kontrollü bir şekilde ısıtarak kapatır. Her iki yöntem de (EVLA ve RFA) "termal ablasyon" olarak bilinir ve genellikle lokal anestezi altında, dikişsiz olarak uygulanır.
  • Köpükle Varis Tedavisi (Skleroterapi): Daha çok orta boy (retiküler) varisler veya kılcal damarlar (mikro-skleroterapi) için kullanılır. Damar içine, damar duvarını tahriş ederek kapanmasını sağlayan özel bir ilacın (sklerozan madde) köpürtülmüş formu enjekte edilir. Damar zamanla büzüşür ve vücut tarafından emilerek yok edilir.
  • Yapıştırma (Zamk) Tedavisi (Siyanoakrilat): En yeni yöntemlerden biridir. Yine damar içine bir kateterle girilerek, damarı içeriden yapıştıran biyolojik, tıbbi bir yapıştırıcı (siyanoakrilat) enjekte edilir. Damar anında kapanır. Termal yöntemlerden (lazer/RF) farkı, ısı kullanılmadığı için çevre sinir dokusuna hasar verme riskinin olmaması ve işlem sonrası genellikle varis çorabı giyme zorunluluğunun bulunmamasıdır.
  • Cerrahi Yöntemler (Flebektomi): Günümüzde "stripping" denilen klasik damar çekip çıkarma ameliyatı çok nadiren, sadece çok ileri ve komplike vakalarda tercih edilmektedir. Ancak, endovenöz yöntemlerle (Lazer/RF) kapatılan ana damara ek olarak, cilt yüzeyindeki büyük, kıvrıntılı damar paketlerinin "miniflebektomi" denilen çok küçük (1-2 mm) kesilerden çıkarılması işlemi, ana tedaviye kombine olarak sıkça uygulanır.

İlaç Tedavisi, Yaşam Tarzı ve Tekrarlama Riski

Soru: Bazı hastalar, varis tedavisinde kullanılan ilaçların tek başına yeterli olacağını düşünüyor. Bu doğru mu?

Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız: Bu, sıkça karşılaşılan bir yanılgıdır. Varis tedavisinde kullanılan ilaçlar (venotonik/venoaktif ilaçlar, örn: Diosmin, Hesperidin içerenler) destekleyici bir rol oynar. Bu ilaçlar, damar duvarındaki tonusu artırmayı, damar geçirgenliğini azaltmayı ve böylece semptomları (ağrı, şişlik, kramp) hafifletmeyi hedefler. Ancak, bu ilaçlar anatomik olarak bozulmuş ve geriye kan kaçıran bir kapakçığı tamir etmez veya genişlemiş bir damarı eski haline döndürmez.

Dolayısıyla, ilaçlar semptomları yönetmek için faydalıdır, ancak altta yatan venöz yetmezliği ortadan kaldırmazlar. Cerrahi veya endovenöz (lazer, köpük vb.) bir müdahale gerekliliği ortadan kalkmaz.

Soru: Tedavi edilen varis tekrarlar mı? "Varis nasıl geçer?" sorusunun kalıcı bir yanıtı var mı?

Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız: Bu soruyu doğru anlamak gerekir. Modern yöntemlerle (Lazer, RF, Köpük) tedavi edilen, yani kapatılan veya çıkarılan bir damarda tekrar varis oluşmaz. O damar kalıcı olarak devre dışı bırakılır.

Ancak, varis hastalığı genetik yatkınlık, hormonal faktörler ve yaşam tarzı (uzun süre ayakta durma, hareketsizlik, obezite) ile tetiklenen kronik bir damar zayıflığı durumudur. Bu şu anlama gelir: Tedavi sırasında sağlıklı olan başka bir damar, yıllar içinde genetik yatkınlık nedeniyle yetmezliğe uğrayabilir ve yeni varislere neden olabilir.

Bu nedenle, "tedavi oldum, bitti" demek yerine, yaşam tarzı değişikliklerine uymak çok önemlidir. Tedavi sonrası tekrarlama riskini (daha doğrusu yeni varis oluşumunu) en aza indirmek için şu önlemler alınmalıdır:

  • Düzenli egzersiz ve yürüyüş (özellikle baldır kasını çalıştıran).
  • Uzun süre sabit ayakta durmaktan veya oturmaktan kaçınmak.
  • İdeal kiloyu korumak, aşırı kilodan kaçınmak.
  • Sağlıklı, lifli beslenmek ve bol su tüketmek.
  • Riskli meslek gruplarında (öğretmen, cerrah, kuaför vb.) veya uzun yolculuklarda koruyucu varis çorabı kullanmak.

Spor, egzersiz ve sağlıklı beslenme bir yaşam tarzı olmalıdır. Bu önlemler, sadece varis için değil, genel kalp ve damar sağlığı için de kritik öneme sahiptir.


Makale Uzmanı: Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı olan Prof. Dr. Cenk Eray Yıldız, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunudur ve uzmanlık eğitimini Kalp ve Damar Cerrahisi alanında tamamlamıştır. Venöz yetmezlikler (varis), arteriyel hastalıklar (anevrizma, bacak damar tıkanıklıkları) ve kalp cerrahisi alanlarında çalışmaktadır. Bu röportaj, hastaları bilgilendirme amacıyla kendi uzmanlık alanındaki güncel bilimsel verilere dayanarak hazırlanmıştır.

Yorum Yap