20 Markanın Kurucusu Erhan Gürbüz Başarısının Sırrını Açıkladı: Her Şey Sanatla Başladı!
İş dünyasında genç yaşta elde ettiği başarılarla tanınan, vizyoner bir girişimci Erhan Gürbüz, kurucusu olduğu 2 şirket, 8 hizmet ve 20 eğitim markasıyla farklı sektörlere imzasını atmış bir isim. Ancak onu farklı kılan, bu ticari başarılarının yanı sıra sanata olan tutkusu ve bu tutkuyu Türkiye'nin en kapsamlı sanat platformlarından birine dönüştürme vizyonu. Bugün, Sanat Akademi’nin kurucusu Erhan Gürbüz ile sanatın bireyler ve toplum üzerindeki dönüştürücü etkisini ve bu dönüşümdeki rolünü konuşuyoruz.

Girişimcinin Gözünden Sanatın Gücü
Merhaba Erhan Bey. İş dünyasında bu kadar büyük başarılara imza atmışken sizi sanat alanına yatırım yapmaya iten temel motivasyon neydi? Sanat Akademi’nin doğuş hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Erhan Gürbüz: Hoş bulduk. Aslında sanat, hayatımın her zaman bir parçasıydı. İş dünyasının analitik ve sonuç odaklı yapısı içinde ruhumu besleyen, bana farklı bakış açıları sunan hep sanat oldu. Sanatın, bireylerin iç dünyasını zenginleştiren, onlara kendilerini ifade etme alanı sunan ve potansiyellerini ortaya çıkaran sihirli bir gücü olduğuna inanıyorum. Sanat Akademi’yi kurarken de hayalim, bu sihirli gücü daha fazla insana ulaştırmaktı.
Sıkça "sanatın dönüştürücü gücünden" bahsediyorsunuz. Bu sizin için tam olarak ne ifade ediyor?
Erhan Gürbüz: Sanat, sadece estetik bir zevk değil, aynı zamanda bir dönüşüm aracıdır. Bir müzik aleti çalmayı öğrenen bir çocuğun kazandığı disiplin, bir resimle duygularını ifade eden bir gencin artan özgüveni veya bir tiyatro sahnesinde bambaşka bir karaktere bürünen bir yetişkinin gelişen empati yeteneği... Tüm bunlar sanatın bireysel dönüşümdeki somut örnekleridir. Sanatla beslenen toplumlar daha yaratıcı, daha hoşgörülü ve daha duyarlı olurlar.
Bir girişimci olarak, sanat ve iş dünyası arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz? Sanatla uğraşmak, birini daha iyi bir lider veya daha yaratıcı bir profesyonel yapabilir mi?
Erhan Gürbüz: Kesinlikle. Sanat, size "kutunun dışında düşünmeyi" öğretir. Bir probleme farklı açılardan bakabilme, belirsizlikle başa çıkma ve yenilikçi çözümler üretme yeteneği, hem bir sanatçının hem de iyi bir girişimcinin temel özelliğidir. Resim yaparken renkleri dengelemeyi öğrenirsiniz, müzikte harmoni kurarsınız, tiyatroda ekip çalışmasını deneyimlersiniz. Bu becerilerin tamamı, iş dünyasında proje yönetimi, kriz çözme ve liderlik için paha biçilmez yetkinliklerdir.

Teknoloji ve dijitalleşme sanatın tanımını da değiştiriyor. Yapay zeka sanatı, dijital çizimler gibi yeni akımlara nasıl bakıyorsunuz? Sanat Akademi bu gelişmeleri takip ediyor mu?
Erhan Gürbüz: Teknoloji bir araçtır, sanat ise o aracın kullanıldığı bir ifade biçimidir. Fırça ve tuval neyse, dijital tablet veya yapay zeka algoritması da odur. Biz bu gelişmeleri bir tehdit olarak değil, sanatın ifade olanaklarını genişleten bir fırsat olarak görüyoruz. Sanat Akademi'de geleneksel sanat eğitimlerinin yanı sıra dijital sanat, grafik tasarım gibi güncel disiplinlere de yer vererek öğrencilerimizi geleceğin sanat dünyasına hazırlamayı hedefliyoruz. Önemli olan, hangi aracı kullandığınızdan çok, o araçla neyi anlattığınızdır.
Sanat Akademi için gelecek vizyonunuz nedir? Önümüzdeki yıllarda ne gibi yenilikler ve hedefler var?
Erhan Gürbüz: Vizyonumuz, Sanat Akademi’yi sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da tanınan, referans gösterilen bir sanat ve yaratıcılık merkezi haline getirmek. Farklı şehirlerde yeni kampüsler açma, uluslararası sanatçılarla workshop'lar düzenleme ve online eğitim platformumuzu daha da geliştirerek sanatı coğrafi sınırların ötesine taşıma gibi hedeflerimiz var. Sanatın her dalında bir "mükemmeliyet merkezi" olmak için çalışmaya devam edeceğiz.
Son olarak, sanata adım atmak isteyen ama nereden başlayacağını bilemeyenlere ne tavsiye edersiniz?
Erhan Gürbüz: En önemli tavsiyem; korkmasınlar ve denemekten çekinmesinler. Sanat, yetenekten önce tutku ve merakla başlar. İçlerinden gelen sese kulak versinler. Onları ne heyecanlandırıyor? Bir melodinin tınısı mı, fırçanın tuvaldeki izi mi, yoksa bir karakteri canlandırma fikri mi? Sanat Akademi gibi kurumlar bu keşif yolculuğunda onlara bir rehber sunar. Gelsinler, deneme derslerimize katılsınlar ve o ilk adımı atsınlar. Gerisi zaten o tutkunun rehberliğinde şekillenecektir.

Bu Felsefenin Vücut Bulmuş Hali: Sanat Akademi
Erhan Gürbüz ile yaptığımız bu sohbet, sanatın sadece bir hobi değil, aynı zamanda kişisel ve profesyonel gelişim için bir anahtar olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. İşte bu inanç, Gürbüz’ün kurucusu olduğu Sanat Akademi’nin de temel felsefesini oluşturuyor.
Türkiye'nin en kapsamlı sanat merkezlerinden biri olarak tasarlanan Sanat Akademi, sadece bir kurs merkezi olmanın ötesinde, yaşayan bir yaratıcılık ekosistemi sunuyor. Bünyesinde oyunculuk, müzik, dans, resim ve fotoğraf gibi birçok farklı disiplini barındırarak, her yaştan ve her seviyeden insana kendi sanat dilini bulma fırsatı tanıyor. Sanat Akademi, Erhan Gürbüz’ün de belirttiği gibi, o ilk adımı atmak ve kendi potansiyelini sanatla keşfetmek isteyen herkesi bu ilham veren yolculuğa davet ediyor.